Haber

Kuzey Işıkları Depremleri Tetiklemez

ANKARA Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Doç. Mesut Yılmaz, Avrupa ve Türkiye’de görülen kuzey ışıklarıyla ilgili olarak, “İnsanlar gökyüzünde gördükleri pek çok şeyi depreme bağlıyor ancak bugüne kadar yapılan bilimsel çalışmalara göre gökyüzündeki olaylar depremi tetiklemedi. İnsanların rahat olması lazım. Bu tamamen doğal bir olay.”

Dünyada genellikle Kuzey Kutbu’na yakın bölgelerde daha sık görülen kuzey ışıkları, 5 Kasım’da güneş yüzeyinde meydana gelen patlama nedeniyle birçok Avrupa ülkesinde ve Türkiye’nin bazı şehirlerinde de görüldü. Ankara Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Doç. Mesut Yılmaz, kuzey ışıklarının güneşte meydana gelen patlamalar sonucu ortaya çıkan yüksek güçlü parçacıkların dünyaya gelmesiyle ortaya çıkan doğal bir olay olduğunu belirterek, “Bu parçacıklar dünyanın manyetik alanıyla karşılaşır. Manyetik alana girdiklerinde ise, atmosferimizdeki nitrojen veya oksijen molekülleriyle etkileşime giriyorlar ve böylece bir parıltı yaratıyorlar.” “Oluyor” dedi.

‘GÖRME İMKANI ARTACAK’

Işınların zaman zaman kuzey enlemlerinden de inebileceğini belirten Yılmaz, Güneş’in aktif bir yıldız olduğunu hatırlatarak, “Güneş’in faaliyet döngüsü yaklaşık 11 yıllık bir döngüye sahiptir. Bu aktivite maksimuma ulaştığında ‘güneş’ dediğimiz olaylar meydana gelir. işaret fişekleri daha sık görülmeye başlıyor. Güneş daha aktif.” Daha fazla element atmaya başlar ve atılan bu element yeryüzüne geldiğinde dünyanın manyetik alanıyla karşılaşır. Dünyanın manyetik alanı aslında bir kalkan görevi görüyor. Aslında yüklü ve aşırı güçlü parçacıkları engeller ancak ilk karşılaştıklarında onları kuzey ve güney kutuplarına doğru yönlendirir. Güneşten oluşur. Bu patlamaların hepsine ‘güneş fırtınaları’ diyoruz. Bu fırtınalar giderek artacak. Güneşin manyetik aktivitesi 2025 yılında maksimuma ulaşacak. Şu anda güneş maksimuma doğru ilerliyor. 11 yıllık bir süresi var; her 11 yılda bir maksimum anını yaşar. Bu aslında beklenen bir şey. Önümüzdeki yıllarda ve günlerde bu tür olaylar yaşanabilir” dedi. Güneşin harekete geçmesiyle püskürtülecek malzeme miktarının artacağını ve bu malzemelerin eninde sonunda dünyanın manyetik alanıyla karşılaşacağını belirten Yılmaz, “Bu tür kuzey ışıklarını görme olasılığı artacak ve bu tür kuzey ışıklarını görme olasılığı artacak” dedi. diğer enlemlerdekiler de artacak.”

‘KIRSAL BÖLGELERDE DAHA GÖRÜNÜR’

Gözlemevi gözlem ekibinin, Türkiye’nin birçok şehrinde görülen kuzey ışıklarının Ankara’da görülüp görülmediğini test etmek için sabaha kadar gözlem yaptığını ancak Ankara’da görülmediğini belirten Yılmaz, “Çünkü mutlaka olması gerekiyor. karanlık ortamlar olsun. Işık kirliliğinin az olduğu ortamlarda bunu görme olasılığınız daha yüksektir.” Mesela İstanbul, Ankara gibi çok büyük şehirlerde aydınlatma daha fazla olduğu için insanlar bunu fark edemiyor. Ancak daha karanlık, kırsal yerlere gittiklerinde onu görme şansları oluyor. Kuzey ışıklarını görme süresi birkaç saat ya da birkaç dakikadır. Ancak çok büyük bir patlama olursa günler sürebilir. Uzun sürebilir. Emekli hocalarım 1800’lü yıllarda Ankara’da görüldüğünü belirtmişlerdi. Benzeri bir şey 2003 yılında Türkiye’de Samsun civarında görüldü ve bildirildi. Aslında baktığımızda dünyanın döngüsüne tekabül ediyor. Güneş’in faaliyetleri 2025 yılında maksimuma ulaşacak. Önümüzdeki yıllarda bu tür güneş patlamalarını bu aralar çok sık görebiliyoruz” dedi.

Yılmaz ayrıca kuzey ışıklarındaki yoğun kırmızı rengin oksijen molekülünden, yoğun yeşil veya mavi rengin ise nitrojen molekülünden kaynaklandığını belirtti.

‘CİDDİ MİKTARDA RADYASYON İÇERİYOR’

Öte yandan kuzey ışıklarının halk arasında ‘deprem habercisi’ olarak görüldüğünü de değerlendiren Yılmaz, “İnsanlar gökyüzünde gördükleri pek çok şeyi depreme bağlıyor ancak bugüne kadar yapılan bilimsel çalışmalara göre olaylar “Gökyüzündeki deprem tetiklenmemiştir. Halkımızın rahat olması gerekir. Bu tamamen doğal bir olaydır. Güneş’ten gelen bir patlama ve bu patlamanın Dünya’ya ulaşması sonucu oluşan bir olaydır.” Kuzey ışıklarının dünyaya doğrudan bir zarar vermediğini ancak önemli miktarda radyasyon içerdiğini belirten Yılmaz, uydu bağlantısının bozulabileceğini, iletişimi etkileyebileceğini ve radyo dalgalarındaki sinyallerin değişebileceğini söyledi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu